Yoksunluk Çekmek: Bağımlılığın Zincirleri ve Kurtuluş Yolları

 1. **Bağımlılığın Tehlikeli Yüzü:**

   - Bir şeyin yoksunluğunu çekmek, o şeyin kölesi olma riskini beraberinde getirir.

   - İnsanlar, ilgi ve zevk arayışında her şeyi yapabilirler, ancak bu doyumsuzlukları nedeniyle yoksunluğu da hissederler.


2. **Doyumsuzluk ve Açgözlülük:**

   - Doyumsuz ve açgözlü olmak, insanları sürekli olarak yoksunluğa sürükler.

   - Bu eğilim, çocukluktan itibaren başlayan ergen dertlerini tetikler, ancak bu tür sorunların çözümü, bu dertleri dikkate almamaktan geçer.Yani kimsenin ergen derdini dinlemeyin.


3. **İhtiyaç Duygusundan Kurtulma:**

   - Yoksunluktan kurtulmanın yolu, ihtiyaç duymamaktan geçer.

   - "Onsuz da olur" diyebilmek, içsel gücü ve bağımsızlığı simgeler.


4. **Kendi Değerli İşlere Odaklanma:**

   - Yoksunluktan kaçmanın bir yolu, kendine faydalı işlere odaklanmaktır.

   - Boş işlerle uğraşmak yerine, hayatını zenginleştirecek ve geliştirecek faaliyetlere yönelmek önemlidir.


5. **Kararlı ve Net İfade:**

   - Kararlı ve net bir şekilde ifade etmek, yoksunluğun etkilerini azaltabilir.

   - "Sabaha kadarda konuşsan, senin dediğin olmayacak" demek, sınırlarını net bir şekilde belirlemenin bir yolu olabilir.


6. **Öfkeyi Yapıcı Kullanma:**

   - Öfke, hayatta tutan bir güçtür. Ancak, bu gücü yapıcı bir şekilde kullanmak önemlidir.

   - Öfkeyi kontrol altına almak ve yapıcı bir enerjiye dönüştürmek, kişinin içsel dengeyi sağlamasına yardımcı olabilir.


**Sonuç:**

Bu makalede, yoksunluk çekmenin bağımlılığın belirtileri olduğu ve bu durumdan kurtulmanın yollarının önerildiği vurgulanmıştır. Doyumsuzluk, açgözlülük ve ihtiyaç duygusundan kurtulmanın, bireyin içsel gücünü keşfetme ve kendine odaklanma sürecini başlatabileceği belirtilmiştir. Ayrıca, net ifadelerle sınırların belirlenmesi ve öfkenin yapıcı bir şekilde kullanılması da yoksunluktan kurtulma sürecinde önemli adımlardır.

Ve son olarak, Sırf yoksun hissediyorsunuz diye sakın birşey yapmayın.


STALİN VE YOLUNMUŞ TAVUK

Stalin ve çalışma arkadaşları birlikte toplanmış sohbet ediyorlardı. Birden yüzünde alaycı bir gülümseme belirdi.

– Sizler yıllardır devlet için çalışmış, ihtilale emeği geçmiş kişilersiniz. Söyleyin bakayım halkın yönetime kayıtsız şartsız baş eğmesi için yöneticiler nasıl davranmalıdır?

Salonda bulunanlar çeşitli fikirler ortaya attılar. İçlerinde haktan, adaletten, demokrasiden, sürgünden, idamdan, hapisten söz edenler oldu. Stalin söylenenleri beğenmedi.

– Yönetimi eline geçiren en güçlü ve en yücedir. Halkın karşınızda baş eğmesi için ne gerektiğini size bir örnekle göstereyim.

Hemen çalışanlardan birine buyurdu:

– Bana hemen bir tavuk getirin.

Tavuğu çabukça bulup getirdiler. Stalin salonda oturanların şaşkın bakışları arasında canlı tavuğun tüylerini yolmaya başladı. Tavuğun bütün tüylerini yolup cascavlak bıraktıktan sonra salonun ortasına saldı. Çalışma arkadaşlarına döndü:

– Şimdi izleyin bakalım bu şaşkın tavuk nereye gidecek.

Zavallı tavuk çektiği azaptan kurtulmak için aralık kapıdan dışarı çıkmak istiyor ama soğuktan titriyor. Masaların altına giriyor, masa ayakları canını acıtıyor. Duvar diplerine gidiyor ama her yanı yara bere içinde., Şömineye yaklaşıyor ama tüysüz derisi sıcağa dayanamıyor. Çaresizlikten tüylerini yolan Stalin’in bacakları arasına sığınıyor. Stalin cebinden bir avuç yem çıkarıyor ve yolunmuş tavuğun önüne tane tane atıyor., Yemlenen tavuk Stalin nereye giderse peşinden ayrılmıyor.!! Ağızlarını açmış şaşkınlıkla kendisini izleyen arkadaşlarına gülerek bakan Stalin şöyle diyor:

– Gördünüz mü HALK dediğiniz topluluk bu TAVUK gibidir.!! Tüylerini yolacak ve serbest bırakacaksınız., O zaman yönetmek kolaylaşır…!!


Önce tüylerinizi yolarlar, sizi kendilerine muhtaç bırakacak şekilde salarlar, sonra da bu hikayedeki olay gerçekleşir ve yoksunluk çekmeye başlarsınız.